Kişisel gelişim ile yolunuz bir yerlerde kesiştiyse ”kendi kendine telkin” cümlesini duymuşsunuzdur. Bazı mantraları söylemenin insana iyi geldiğinden bahsedilir. Bazen bir iş görüşmesi bazen bir anlaşma öncesi, belki çok önemli bir toplantı öncesi ”Ben iyiyim” dediğiniz olmuştur. Bazı zor zamanlarda yada ihtiyaç duyduğumuzu hissettiğimizde kendimizle konuşuruz. Bazen öyle şeyler söyleriz ki; bu bizi inanılmaz motive eder. Sizce o anda neden böyle hissettiniz? Dışarıdan söylenen onca söze karşılık, kendinize söyleyebildiğiniz iki kelime nasıl sizi değiştirebildi?

Aslında açıklaması çok basit. Dışarıdan gelen sesler varsayım üzerine kuruluyken, sizin cümleleriniz ise tamamen ihtiyaç. Çünkü en kötü anınızda bile sizi tutup kaldıracak eller sadece size ait. Bilinçaltınız biliyor sizin neye ihtiyacınız olduğunu. Sizde kelimelerin gücünü bilirseniz, doğru yolculuğa hazırsınız demektir.

İşte Ho’oponopono size bu tanıdık güçlü kelimelerle çıkacağınız bir yolculuğa ışık tutuyor. Gelin şimdi Ho’oponoponoyu yakından tanıyarak hayatımıza dahil edelim.

Ho’oponopono nedir? Nasıl var olmuştur?

Ho’oponoponodönüştürme” manası taşıyor kelime olarak. Hawaii dilinden çevirisi, ”uzlaşma” ve ”bağışlama” olarak tanımlanıyor. Hawaii merkezli bir meditasyon veya bir iç barış hatta affetme uygulaması da denilebilir.

Ho’oponopono’nun kökeni eski Hawaii kültürüne dayanmaktadır. Bu nedenle belirli bir kurucusu var diyemeyiz. Ancak modern Ho’oponopono pratiği, Morrnah Simeona tarafından geliştirilmiş ve yaygınlaştırılmıştır. Morrnah Simeona, 20. yüzyılın ortalarında Hawaii’de yaşayan bir şifa uygulayıcısı ve öğretmeniydi. O, geleneksel Ho’oponopono uygulamalarını modern dünyanın ihtiyaçlarına uyacak şekilde dönüştürmüştür. Uygulamayı daha geniş bir kitleye tanıtmıştır. Morrnah Simeona’nın katkıları, Ho’oponopono’nun günümüzdeki popülerliğinde önemli bir rol oynuyor.

Ho’oponopono’nun yayılması üzerinde etkisi olan bir diğer kişi ve en çok bilinen isim Dr. Ihaleakala Hew Len‘dir. Dr. Hew Len, Morrnah Simeona’nın öğrencisiydi ve onun Ho’oponopono öğretilerini devam ettirmiştir. “Zero Limits: The Secret Hawaiian System for Wealth, Health, Peace, and More” kitabı Ho’oponopono’nun popüler hale gelmesinde katkısı çok. Dünya çapında popülerlik kazanmasına ve modern ruhsal ve kişisel gelişim hareketlerinde önemli bir yere sahip olmasına yardımcı olmuştur.

Ho’oponopono ile ilgili o kadar şey söylemek istiyorum ki, hayatınızdaki dönüşüm için soru işaretleriniz kalmasın. Bu satırları daha sonra işinize yarayabilir diye detaylandırıyorum ama bana kalsa hızlıca sonuçlara geçmelisiniz.

12 yaşımdan beri ilgilendiğim bir alanda (kişisel gelişim) yeni bir bilgi edinmek beni hep mutlu etmiştir. İşe yaradığına ikna olduklarım ise paylaşacağım düşüncesiyle bu mutluluğu yükseltmiştir. Ho’oponopono bu tarzda bir uygulama. Hayatınıza bir defa aldığınızda, bir kere faydasına şahit olduğunuzda yanınızda taşıyacağınız en önemli araç olarak duracak zihninizde.

Ho’oponopono dışarıda var olanın, içeriden beslendiğini söyler. Hatta ”dışarıda var olan her şey içeriden doğmaya başlar” diye de ekler. Dışarıda gördüğünüz bütün sorunların aslında kendi içinizde fark etmeniz gereken bir parçadan hayat bulduğunu anlatır. Eğer ana kaynağını beslediğiniz yeri iyileştirebilirseniz, dışarıdaki her şeyi ama her şeyi de iyileştirmiş olacaksınız. Dışarıdan görünen o kocaman gibi gelen sorunların kapladığı yer kendi içinde var ettiğiniz kadar.

Sürekli trafikte canınızı sıkan sürücüler, arkanızdan konuşan insanlar, yanlış yapılan tercihler, pişman eden dostluklar, hepsi… Bütün bunları sıralaması çok zor, ”buda mı” dediğiniz tüm sorunların tamamının mimarı sizsiniz. Tabi sorumluluk almak isterseniz! Bütün hepsinin sana bir mesajı var. İşte Ho’oponopono, bunu çözebileceğini söylüyor, ama herkese değil. Dışarıda var olanın içeride var eden olduğuna ikna olmuş kişilere. Hemde çok basit mantralarla. ”Özür dilerim, Beni Affet, Teşekkür Ederim ve Seni Seviyorum”. Bu mantraları tıpkı iş görüşmesinde ihtiyacınız olduğunda ”sakinim, sakinim” dediğiniz gibi düşünebilirsiniz. Tüm sorunlarınızı bu muhteşem dörtlüyle yok edebilirsiniz.

Oldukça basit görünüyor. Ama inanılmaz etkili. Doğru kullanım bambaşka noktaya taşıyabilir hayatınızı. İnsanlara bu kadar basit olduğunu anlatmak kolay değil. İnandırıcılığı sorgulatabiliyor. Zor olsa, ”zormuş gerçekten” diyerek bahane bulabilenler, kolay olduğundan inandırıcılığını sorgulayabilir.

Ho’oponopono nasıl uygulanır? Nasıl Verim Alınır? Tekniği Nedir?

Ho’oponopono nasıl yapılır şimdi içeriğine girebiliriz. Şifanın en temel noktası şu, bu döngüyü kırmak istiyor musunuz? Yani içinde bulunduğunuz sorun neyse, onu yok etmeyi arzuluyor musunuz? Bunu soruyorum çünkü insanlar bazen çözüm aracı ararken çözümden emin olamıyorlar. Yada hızlı sonuç almak için bazen istedikleri şeyi beklentiyle tıkayabiliyorlar.

Ho’oponopono her döngüyü kırmak üzerine işe yarayacaktır. Ama bütün yasalarda olduğu gibi beklenti ve çıkar içgüdüsüyle başvurulduğunda size yardımcı olmayacaktır. Ho’oponopono’nun en temel noktası arınmaktır. Dışarıda var olan şey neyse, neyi iyiye dönüştürmek istiyorsanız önce onu sahiplenmeniz gerekiyor. Bazen kabullenmek zor gelebilir. Ama eğer iyiyi dönüştürmek istiyorsak zor gelen şeylerde bir mesaj içeriyor olabilir. Yani bizi zorlayacak olan şeylerde arınmaya ihtiyaç duyuyor olabilir. Bu yüzden merkeze arınmayı koyduğunuzda daha sonra sizi zorlayan şeyleri dönüştürmek için de bu çalışmayı yapmalısınız. Her zorluk bir mesajın kılavuzu olabilir.

Ho’oponopono yaparken yoga oturuş pozisyonu (sukhasana) almak son derece önemli. En azından ilk denemelerde hissetme noktasına ulaşmaya çalışıyorken. Sonrasında istediğiniz yerde istediğiniz anda yapabilirsiniz.

Hazırsanız ho’oponopono ile ilk deneyimi gerçekleştirmek için yola çıkabiliriz. Yoga oturuş pozisyonumuzu (sukhasana) omuzlar dik şekilde alıyoruz. Duvara yaslanmak sorun değil, dik durmak iyi hissetmek son derece önemli.

Şimdi bilinçaltınıza bir kodlama yapmanız gerekiyor. Sihirli cümlelerinizi (Özür dilerim, beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum) tekrarladığınızda ne olması gerektiğini kodluyoruz.

Sevgili bilinçaltım, şimdi seninle çok güçlü bir niyetle daha iyi, daha güçlü, daha mutlu, daha huzurlu, daha rahat, daha konforlu bir yola çıkıyoruz. İsteyerek ya da istemeyerek, beni üzen, rahatsız eden, durumları, hatıraları, inançların nedenlerini ve herşeyi; ‘özür dilerim, beni affet, seni seviyorum” dediğimde hepsini kolaylıkla sileceksin. Bunun yerine ”teşekkür ederim, seni seviyorum” dediğimde onaylamanı istediğim durumları olayları hızla yükleyeceksin. Teşekkür ederim. Seni seviyorum.”

Bu niyeti bir kere kendinize okuduğunuzda bu kodlamayı yaptığınızda tekrar etmenize gerek kalmayacak. Yüksek sesle okumanız daha fazla fayda sağlayacaktır.

Şimdi yoga oturuş pozisyonumuzda(sukhasana) gözlerimiz kapalı, HA nefesi ile gevşemeye başlayın. Ha nefesi: nefesi alma süresini 7 saniyede gerçekleştirmek, 7 saniye içinde tutmak, 7 saniyede vermek ve 7 saniye daha tutmak. Bu bir döngü anlamına gelir. Bunu 7 döngü şeklinde yaparak gevşemeye çalışın.

Rahatlama işleminin ardından, Ho’oponopono’yu hangi sorunu iyiye dönüştürmek istiyorsanız onu düşünerek ilerlemeye devam edin. Bu sorunu bir su dolu kavanozun içerine dolduruyormuş gibi imgelemeye çalışın zihninizde. Bunu yapması için bilinçaltınızla iletişime geçin. Onlar o su dolu kavanoza dolarken şu sihirli sözcükleri tekrarlayın; ”Özür dilerim, beni affet, seni seviyorum”. Sorunlar ya da olaylar kavanozun içerisine akıyorken sizin sihirli sözcüklerinizle eriyip küçüldüklerini düşünün. Bunu bir süre daha yapmaya devam edin. Onlar tamamen dolarken siz sihirli cümleleri tekrar edin. Şimdi hepsi o kavanozun içerisine geçtiler. Şimdi o kavanozu, içi su dolu kavanozu klozete boşaltma zamanı. Şimdi sorunlarınızın eridiği suyu, sihirli cümlelerinize devam ederek kavanozdan klozete boşalttığınızı hayal edin. Şifonu çekip onlardan kurtulurken yanınızda sevdiklerinizi düşünün. O şifonu sizi koşulsuz seven, size her koşulda güvenen insanlarla yaptığınızı hayal edin. Onlardan size şükran, sevgi, güven akıyor. Şimdi artık sorunlar yoksa, iyi olan şeyleri düşünüp yeni sihirli cümlelere geçme zamanı. Sorunların kaybolduğunda olmasını istediğiniz ”iyi şey” ne ise, onu düşünerek olmuş gibi imgeleyin. Onun sizinle var olduğunu hayal edin zihninizde. Ona dokunun, onu sevin. Ve bunu yaparken ”teşekkür ederim, seni seviyorum” sihirli cümlelerini de kurmaya başla. Bir kaç dakika iyi olan şeye odaklanarak yapmalısınız bunu. Onunla beraber olmanın tadını çıkar.

Ho’oponopono’nun uyarlanabilecek çalışmaları var. Aslında en temeli 4 cümleyle arınmak. Ama Ho’oponopono öyle bir meditasyon ki, tüm yasaların her biriyle de uyum gösteriyor. Bu nedenle araştırma yaptığınızda farklı çalışma kalıplarına denk gelebilirsiniz. Kendi yöntemlerini ekledikleri çalışmalarda isim değişiklikleri yapan uygulayıcılarda görebilirsiniz. Ama özünde arınmak yatan ve işe yarayan şey bir tane; Ho’oponopono.

Ho’oponopono İle Eski Sevgili Döner mi?

Ho’oponopono içeriğim, bu başlık öncesinde sonlandırmıştım. Çok fazlaca soru geldiğinden bu başlığı eklemenin genele cevap olmasına yardımcı olmasını istedim.

Her ayrılığın şifası kelimeler değildir. Siz terk edildiğinizi sanırsınız ama aslında korunuyorsunuzdur. Tabi ayrılık biraz ağır bir süreç olduğundan bunun farkına varmak zor olabilir ama iyileşme başladığında farkındalık ortaya çıkar. Keşkeler, iyikilere döner. ”İyi ki o gün bitti” dersiniz. Çünkü acı kırıntılar dışında kalmamıştır sizde. Bu tarz bir ilişkide eski sevgiliyi döndürmeye çalışmak, kendinizi yeniden ateşe atmak dışında bir şey değildir. Önce sakin kalıp, kendinize bazı sorular sormanız gerekiyor. Bunu yazarak yapmak farkındalık uyandırması açısından önemli. Artılarını ve eksilerini düşünün. Bazı artılar öyle altındır ki, 10 negatifi imha eder. Bazı eksiler öyle ağırdır ki yüzlerce doğruyu yok eder. O yüzden bunu kendi içinizde kendinize dürüst olarak cevaplamanız çözümlenmeniz lazım. Eğer kurtulduğun bir ilişki içerisindeysen, hiçbir teknik gideni döndürmez. Korundun. Bu durumda tekniği acının geçmesi, durumu kabullenmek için kullanabilirsin. Gideni değil ama kendini kendine döndürmeye inanılmaz işe yarayacaktır. Yapman gereken sadece şu,  yukarıda yazdığım bilinç altına niyet kodlamasını gerçekleştir. Bu acıyı yaşamana sebep olan şey ne ise, o sebebin, geçmiş karmaların yada her ne ise onlardan arınmak için, yine yukarıda açıkladığım güçlü Ho’oponopono cümleleri ile meditasyonunu gerçekleştir. Sen o güçlü cümleleri tekrar ettikçe bu acının, ağırlığın üzerinden akıp gittiğini hisset. Sonra bundan tamamen arındığını düşünüp teşekkür ederek sevgini gönder. Hepsi bu kadar. Kötü hissettiğin her anda bunu yapabilirsin.

Bazı ayrılıklar vardır, bedenler ayrıdır ama kalpler beraber. İletişim tıkanır, ama ruhlar gider gelir. Kırgınlıklar, anlaşmazlıklar, yanlış anlaşılmalar, bir sürü buna benzer durumlar bazen anlık kaçış olarak ayrılık yaratır. İşte bu tarz ayrılıklarda, Ho’oponopono tekniği size inanılmaz yardımcı olacaktır. Aranızdaki yanlış anlamanın düzelmesi, kırgınlığı yok edecek kalbin yumuşaması, bazı küçük hataların ortadak kalkması için Ho’oponopono tekniğini uygulayın. Yapılması gereken şey yine yukarıda yazdığı gibi bilinç altınızı niyetle kodlayın. Sonra yine yukarıdaki oturuş pozisyonu ve nefes tekniği ile gevşeyin. Zihninizi arındırın. Sonra Ho’oponopono tekniği ile aranızdaki sorun neyse ona odaklanarak o sihirli cümleleri tekrar edin. Öyle odaklanın ve öyle hissedin ki, her tekrarınızda o kırıkların, aradaki sorunların güç kaybettiğini hayal edin. İmgelemek her yasanın olmazsa olmasıdır. Evrene mesajınızı verin. Ne istediğinizi kalbten hissedin, zihninizle imgeleyerekte evrene hissettirin. Güçlü olumlamaları, o sorunun tamamen parçalanıp darmadağın olduğunu görene hissedene, ellerin tekrar beraber olduğunu görene kadar devam edin. Sonra 2. aşamaya, bu sorunun ortadan kalkıp, kavuştuğunuzu hayal ederek, o şevkle, o mutlulukla berabermişsiniz gibi teşekkür edin. Ve seni seviyorum deyin. Defalarca. Bunu yaptıktan sonra sessiz kalın. Ve evrenin gerçekleştirmesi için fırsat verin. Sürekli ne zaman gelecek, o mu arıyor, o mu yazmış merağı işinizi zorlaştırıp süreci tıkayabilir. Siz kendinize düşeni yaptıktan sonra bırakıp evren, yaradan da kendine düşeni yapsın. Bunları günlük rutinler şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

Bazen kendimize dürüst olmayı atlayabiliriz. Olanı değil, olması gerekeni söyleriz. Acı bazen doğruyu örter. Bize küçük gibi görünen, aslında bizi kurtarmak için bir kıvılcımmış çok sonra anlarız. Bu yüzden işe yaramadığını düşündüğünüzde, o zaman korunduğunuz için teşekkür edin. Çünkü sizi yaradan, daha iyisini vermeyeceği bir şey için elinizdekini almaz.

Genel olarak toparlayacak olursak; her koşulda yapabileceğiniz, sorunun sorumluluğunu %100 üstelenerek 4 sihirli cümleyi söyleyerek çalışmayı gerçekleştirmek mümkün. Özünde de var olan şey bu. Bende ”NLP” ve ”Çekim Yasası” tohumları serpiştirerek maksimum verimlilik sağlamanıza yardımcı olmaya çalıştım. Kendi uyguladığım metodu sizinle paylaştım. Sizde uygulayarak, arınmaya niyet ettikçe ipuçlarını farkedeceksiniz. Belki ilerleyen zamanlarda daha iyi bir deneyim sağlayacak metodları da sizlerle paylaşabilirim. Ve en önemlisi ne kadar işe yaradığını ”dünya üzerinde deneyimleyenlerden örneklerle” bir içerik oluşturabilirim. Sizde bu içeriğin bir parçası olmak için deneyimlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın.

İşe yarayıp yaramadığından emin olmadan, hakkında hiçbir şey bilmediğim bir konuya ezber giriş yapmışken ki zamanlardan, faydasını herkese ulaştırmak için heyecanla dokuduğum kelimelere… Yeni bir içerikte görüşmek üzere…

Serhat